PROJENİN ADI :
GENÇ KIZ EVİ : Kadınlar Eliyle Topluma Sunulan Can Simidi
YÜRÜTÜCÜ KURULUŞ :
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı
HEDEF KİTLE :
Gecekonduda yaşayan kadınlar ve okuma çağındaki kızlar
ANA AMAÇ:
Kızların eğitim ve sosyal yaşama katılım düzeylerini arttırarak, yoksullukla başa çıkma ve kentli değerleri benimsemede kadınların ve genç kızların ön plana geçmesini sağlamak.
DİĞER AMAÇLAR :
Kente göç eden ailelerin, kırsal değerlerinin yerine kentsel değerleri koymak, kent yaşamına ayak uydurmak ve sorunlarına birlikte çözüm yolları aramak yardımcı olmak.
GEREKÇE :
Özellikle son ekonomik krizin hızla yükselttiği işsizlik olgusu, yoksulluk ve yoksunlukları daha da beslemektedir. Yoksullukla mücadele, varlıkları paylaşmanın ötesinde, varlıkları arttırarak, herkesin bundan pay almasını sağlamakla olur.
En değerli varlığımız yetişmiş insangücümüzdür. Bu kadar kafa ve kol emeği ihraç etmesine (beyin göçü) karşın, ülkemizin hala ayakta durabilmesi, bu zengin yetişmiş insangücüne bağlıdır. Ama elindeki insangücü, Türkiye’nin yoksulluk ve eğitimsizlik çemberini kırmasına yetmemektedir. Bunun iki nedeni vardır: Birincisi, yetişmiş insangücünün büyük bölümünü erkekler oluşturmakta, bu da erkeklere yönetsel işlerde egemenlik sağlamaktadır. Buna karşın, ailesinin ve çocuklarının yoksulluk ve yoksunluklarını dakika dakika yaşayan kadınlar, eğitimde, iş yaşamında ve yönetimde hep geri plandadır. Türkiye yetişmiş kadin işgücüne yeterince ağırlık vermeyerek önemli bir fırsatı kaçırmaktadır.
Yoksullukla savaşımda, genç kızların ve annelerinin eğitimi çok önemli bir kaldıraç noktasıdır. Bunun etkin olarak kullanılmamasında, hala kırsal değerlerden kopamamanın yanında, Cumhuriyetin ilkelerini kavrayamamış olmak da yer tutmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma isteğini dile getirirken, bir çok dünya ülkesinden önce kadınlara insan haklarını tanıyarak bu konudaki tercihini yapmışatır. Yapılması gereken,
-
Bu tercihin gereklerini yerine getirerek, kadınları eğitimde ve iş yaşamında da “eşit” konuma getirmek,
-
Kentlere göç yoluyla gelenlere, yoğun çalışmalarla kentsel değerleri benimsetmektir.
Büyük kentler, kırsal alandan, sürekli göç almaktadır. Bu göç dalgasının nüfusumuzun %25-30’luk bölümünü içerecek biçimde önümüzdeki zaman diliminde de süreceği tahmin edilmektedir. Bu göç
dalgasıyla gelenlerin, daha önce göç edenlerle (ki bunlar üzerinde aktif bir kentlileştirme politikası
izlenmemiştir) kentsel alanda buluşması, kırsal tutum, davranış ve değerlerin de yoğunlaşması tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Böylece varolan “kentlileşmemiş” grubun daha da genişleyerek, başta yoksulluk ve insan hakları ihlalleri olmak üzere yaşanan sorunların daha da içinden çıkılmaz hale geleceğini söylemek kehanet olmayacaktır.
Kırsal kesimden kentlere göçeden yurttaşlarımıza yönelik aktif programlar uygulayarak, kentli değerlerle buluşmaları ve yoksulluklarını aşmaları sağlanmalıdır. Önce üzerinde durulması ve işlenmesi gereken konu, kente yeni gelenlerin yüklü oldukları kırsal değerlerle ile kentte karşılaştıkları değerler arasındaki farklardır. Bu farklar, eylem programlarına temel olacak müdahale noktalarını da ele verecektir.
Çağdaş bir topluma ulaşmada öncelik verilmesi gereken ve yeni dönüşümleri de beraberinde sürekleyecek (yani doğurgan) olan müdahaleleri 6 noktaya toplayabiliriz :
-
Yoksullukla başedebilecek gereçlerle donanması
-
Çocukların çalışma yaşamından uzak tutulması
-
Kız çocuklarının kimliklerini kavramalarına ve örgün eğitimlerine destek verilmesi
-
Annelere yönelik “yaşam desteği” çalışmaları
-
Toplumsal kurumlardan yararlanmalarını öğretme
-
Birarada çalışma ve sorunlarını birlikte çözme alışkanlığı kazandırılması.
Vakfımızın üniversite öğrencileriyle birlikte yürüttüğü “Çalışan Kızlara Yaşam Desteği”
çalışması sırasında elde edilen bir çok bulgu, hem yoksulluğun ve eğitimsizliğin boyutları ve hem de kızların örgün öğretim ile ilişkileri konusunda çarpıcı sonuçlar ortaya koymuştur. Her şeyden önce, gecekonduda yaşıyan kızların bir bölümünün, ilkokulu bitirdikleri halde okuma yazma konusunda çok zayıf (hatta okuryazar olarak dahi nitelenemeyecek düzeyde) durumda oldukları saptanmıştır. 8 yıllık zorunlu ilköğrenime geçildiği için, bu kızlar, daha önce ortaokul olarak adlandırılan üç yıllık eğitimi de sürdürmek zorunda kalmışlardır. Ancak, okuma-yazması çok az olan bu çocukların, okuduklarını anlamaları olanaksız olduğu gibi ve ortaokulda derslerin çeşitliliği nedeniyle başarı kazanmaları da söz konusu olmamaktadır. “Ev
Ödevi” olarak verilen araştırmaya dayalı ödevlerini yapabilmeleri için kaynak kitaplarının, ansiklopedilerinin vs olmaması, kız çocukların tümü için bir kabustur. Erkek çocuklarının, en yakın halk kütüphanesinden ya da okul kitaplığında yararlanma olanağı bulunmaktadır. Ancak kız çocukları, aileleri izin vermediği ve okuldan çıkınca, ev işlerine yardımcı olmak zorunda olduğundan bu olanağı kullanamamaktadır.
Bu bakımdan okuma çağındaki kızların değişik destekler alabilmeleri için, mahallelerinde kurulacak bir toplum merkezine gereksinmeleri vardır.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Amacımız bu projenin sürdürülebilirliğidir. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı, bugüne kadar yürüttüğü tüm projelerde bunu amaçlamış ve destek kesildikten sonra da sürdürebilmeyi başarmıştır.
Bu projenin en çok iki yılda, çevre halkı tarafından benimseneceği ve sürdürülebilirliğinin sağlanacağı düşünülmektedir.Sürdürülebilirlikte finansman kaynağı olarak, kadınların ürünlerine, bu projeye özgü olarak başlatılacak bağış kampanyaları (toplum katkısının arttırılması) yeterli olacaktır.
UYGULAMADA İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURULUŞLAR :
-
Yerel Yönetimler
-
Muhtarlar
-
Yöredeki okul yöneticileri, öğretmenler ve Milli Eğitim Bakanlığı
-
Üniversiteler (Kadın sorunları konusunda eğitim ve uygulama yapan bölümleri; çocuk gelişimi, çocuk psikolojisi, çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümleri; sosyal hizmetler yüksek okulu; konservatuarlar vb)
-
Basın-yayın kuruluşları.
PROJE:
Yukarıda çerçevesi verilen toplum merkezi (Bu projede GENÇ KIZEVİ olarak anılacaktır), Boztepe Mahallesi, Türközü, Ankara’da kurulmuştur.
- Mahalle içinde yaşama geçirilecek Genç kız Evi’nde, kaynak kitapların, ansiklopedilerin, çocuk öykü ve romanlarının vs. bulunduğu bir kitaplık ve çocukların zorlandığı derslerde yardımcı olacak eğitmenlerin bulunduğu bir derslik bulunacaktır.
- Genç kız Evi’nde, folklor, bilgisayar becerilerinin geliştirilmesinin yanında, yabancı dil derslerine yardımcı olunacaktır. Lise ve üniversiteye gitme şansını yakalayanlara da ders desteği sağlanacaktır.
- Yaptığımız çalışmalar ve deneyimlerimiz, bize şunu öğretmiştir : Kız çocukları, aileleri izin vermediği için, evin dışına bırakılmamaktadırlar. Bu engeli aşmak için, toplum merkezi projesinin içinde annelerin de katılması sağlanacaktır. Genç kız Evi’nde, annelere el becerilerini geliştiren eğitimlerin yanı sıra, genel bilgi-eğitimler (hijyen, beslenme, aile planlaması, kadının yasal hakları, el ürünlerini pazarlama teknikleri, okuma yazma kursları vb) verilecektir. Küçük çocuğu olan annelerin rahat etmesi için merkezin bir odasını da “Çocuk Oyun Odası” haline gitermek, bu çocukların da eğitmenlerce oyun yoluyla eğitilmesini sağlayacaktır.
- Üstünde önemle durduğumuz bir başka konu da sağlık hizmetleridir. Haftada bir gün doktor-hemşirelerden oluşan bir ekip Genç kız Evi’ne gelip, çocuklara ve kadınlara sağlık hizmeti verecektir.
- Bunun için, kız çocuklarının eğitimlerine destek olunacak; meslek sahibi olmalarına, yaşam kalitelerini arttırmalarına, kendi ayakları üzerinde durmalarına, birey olma bilincini yakalamalarına yardımcı olunacaktır. Kadınlarımızın ise üretime yönelmeleri, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları, kendi bedenlerini tanımaları, evin dışına çıkmaları sağlanacaktır.
- Genç Kız Evi’nde, aynı zamanda yoksullukla başetmenin ve sosyal güvence kazanmanın yöntemleri de öğretilecek; kadınlara bu konuda olanaklar sunulacaktır.