Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Konseyi
ULUSAL EYLEM PLANI
Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Politika Belgesi (2006-2008)
Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Konseyi tarafından onaylanan ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iş sağlığı güvenliği çalışmalarını yönlendiren eylem planı şöyledir :
Hedefler:
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun çıkarılması,
- İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelerin bütün çalışanları kapsaması,
- İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin işyerindeki düzenlemelerde 50 sayısının getirdiği olumsuzlukların giderilmesi,
- İş sağlığı ve güvenilği hizmetlerinin sağlanmasının zorunlu hale getirilmesi,
- İş kazalarının sayısının en az % 20 oranında azaltılması,
5.1. Yeni İSG mevzuatının, etkin uygulanmasının artırılması amacıyla, sosyal taraflara yönelik eğitimlerin düzenlenmesi,
5.2. İSG mevzuatının anlaşılabilirliğini artırmaya yönelik afiş, broşür ve rehberlerin hazırlanması,
5.3. İşyeri sağlık ve güvenlik hizmetlerinin organizasyonunun yaygınlaştırılması,
5.4. İSG kurullarının etkin hale getirilmesi.
- Ülkemizde meslek hastalıkları tanı sistemlerinin geliştirilmesi,
6.1. Ülkemizde meslek hastalıkları tanı sisteminin yaygınlaştırılmasını sağlayacak mevzuatın yayınlanması,
6.2. Meslek hastalıkları ile ilgili olarak yetkilendirilecek kuruluşların kriterlerinin belirlenmesi,
6.3. Meslek hastalıklarının tanı sürecinin belirlenmesi,
6.4. İşyeri hekimleri ile işyeri hemşiresi / sağlık memurlarının meslek hastalıkları tanı sistemleri ile ilgili olarak eğitimi,
6.5. Sosyal tarafların eğitimi.
- Ülkemizde kamu eliyle yürütülen İSG teknik destek hizmetlerinin % 20 oranında arttırılması.
Ulusal Düzeyde İşçi Sağlığı İş Güvenliği Kurulu Deneyimi (1978-79) :
Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Politika Belgesi (2009-2013)
ÖNSÖZ
Çalışma; işçi ve işverenin üretim adına meydana getirdikleri ortak bir kültür alanıdır. Bu ortak kültür alanının verimliliği ve devamlılığı için hem işçi hem işveren açısından sağlıklı ve güvenli iş koşullarının temini vazgeçilmezdir.
Çalışana sağlanan sağlıklı ve güvenli iş ortamlarının, üretime kattığı verimlilik ve süreklilik muhakkaktır.
İş Sağlığı ve güvenliği adına uyulması zorunlu kurallar işçilerimizin can kayıplarını önlemek ve sağlıklarını
korumak içindir.
İş sağlığı ve güvenliği alanında Bakanlığımız tarafından hazırlanan mevzuat ve yapılan denetimler çözüme katkıda bulunsa da kalıcı olan ve asıl hedefimiz, mesleki eğitimlerle iş sağlığı ve güvenliğinin işçilerimiz ve işverenlerimiz tarafından ortak bir bilince dönüştürülmesidir.
Bu çerçevede, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi; daha verimli, daha üretken ve daha güvenli çalışma koşullarının oluşturulması için işçi ve işverenlerimize azami destek verilmesi ve gerekli katkının sağlanmasına devam edilecektir.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, kuruluş amacına uygun olarak geçmiş 3 yıllık dönemde, iş sağlığı ve güvenliğinde ihtiyaç, öncelik, politika ve stratejilerin belirlenmesinde Bakanlığımızı yönlendiren öneriler geliştirmiş, çalışmalar yapmış, 2006-2008 politika belgesinde kabul etmiş olduğu hedeflere yaklaşılmasında büyük katkı sağlamıştır.
2009-2013 dönemini kapsayan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği II. Politika Belgesinin ülkemizde çalışma hayatı ve çalışanlar açısından olumlu katkı ve açılımlar sağlayacağı düşüncesiyle alınacak kararların toplumun ve çalışanların refahını teminde önemli bir aşama oluşturacağına inanıyorum.
Ömer DİNÇER Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı
GİRİŞ
Ülkemiz, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanında önemli değişimlerin ve gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçmektedir. Bu dönemde, AB’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki kapsamlı mevzuatının uyumlaştırılması, bu mevzuatın getirdiği risk değerlendirmesine dayalı önleyici yaklaşım ve sürekli iyileşme anlayışının çalışma hayatına yerleştirilmesi için tüm sosyal taraflarca önemli çalışmalar yapılmıştır.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, iş sağlığı ve güvenliği konusunda AB stratejisini de dikkate alan, Türkiye’nin öncelikleri ve bu alanda 2006 – 2008 yıllarında ulaşılması planlanan hedefleri kapsayan Politika Belgesi’ni hazırlayarak iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yürütülen çalışmalara ivme kazandırmıştır.
2009-2013 dönemini kapsayan yeni Politika Belgesi hazırlanırken temel amaç; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili istatistiki bir değerlendirme yapmak, 2006-2008 yılları arasında Konsey üyesi kurum ve kuruluşların planlanan hedeflere yönelik yapmış olduğu çalışmalar ile söz konusu hedeflerin gerçekleşme durumunu tespit etmek ve yeni dönem hedeflerini belirlemektir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
SGK istatistiklerine göre 2008 yılında Türkiye’de 1.170.248 işyeri faaliyet göstermiş ve 8.802.989 işçi istihdam edilmiştir. Bu işyerlerinde 72.963 iş kazası, 539 meslek hastalığı vakası meydana gelmiş, bunların 866’sı ölümle sonuçlanmıştır. 2008 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise 1.865.115 dir.
Ayrıca, Türkiye’de sigortalı çalıştıran 1.170.248 işletmenin %85.4’ü 1-9 sigortalı çalıştıran işyerlerinden, %12.7’si 10-49 sigortalı çalıştıran işyerlerinden ve %1.6’sı ise 50-249 sigortalı çalıştıran işyerlerinden oluşmaktadır. Çalışanların ise %29.1’i 1-9 işçi istihdam eden işyerlerinde, %32.9’u 10-49 işçi istihdam eden işyerlerinde, %21.8’i ise 50-249 işçi istihdam eden işyerlerinde bulunmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’deki işyerlerinin %99.7’si 1-249 işçi istihdam eden küçük ve orta büyüklükteki işletmeler’den (KOBİ) oluşmakta olup, çalışanların %83.8’i bu işyerlerinde istihdam edilmektedir.
Yine SGK istatistiklerine göre 2008 yılında meydana gelen iş kazalarının %33.8’i 1-9 işçi çalıştıran işyerlerinde, %26.7’si 10-49 işçi çalıştıran işyerlerinde, %20.2’si 50-249 işçi çalıştıran işyerlerinde yani iş kazalarının toplam olarak %80.7’si KOBİ’lerde meydana gelmektedir.
İş kazalarının sektörel dağılımı incelendiğinde; metal sektörü %15, maden sektörü %9, inşaat sektörü %7.6 ile ilk üç sıradaki sektörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meslek hastalıklarının görülme sıklığı, çalışan nüfusun binde 4-12’si arasında değişmektedir. Buna göre Türkiye’de zorunlu sigortalı ve Bağkur’lu çalışan sayısı (10.922.241) üzerinden bu değer hesaplandığında 43.689-141.989 arasında meslek hastalığı beklenmektedir. Ancak, SGK istatistiklerine göre 2008 yılında 539 meslek hastalığı vakası tespit edilebilmiştir.
ILO verilerine göre gelişmekte olan ülkelerin iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu meydana gelen ekonomik kayıplarının gayrı safi yurt içi hasıla (GSYİH)’larının yaklaşık %4’ü kadar olduğu tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda ülkemizde TÜİK’den alınan 2008 yılı GSYİH rakamlarına göre iş kazası ve meslek hastalıklarının toplam maliyeti yılda yaklaşık 38 Milyar TL olarak tahmin edilmektedir.
ULUSAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HEDEFLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ
(2006-2008)
Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki öncelikleri ve bu alanda 2006-2008 yıllarında ulaşılması planlanan hedefleri 20 Ocak 2006 tarihinde kabul edilip ilk Politika Belgesi’nde yayınlanmıştır.
2006-2008 dönemi için belirlenen hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla ilgili taraflar ile Konsey üyesi kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği alanında ulusal ve uluslararası projeler uygulanmış, kongre, sempozyum ve konferanslar düzenlenmiş, işveren, işçi, İSG profesyonelleri ve toplumun farklı yaş gruplarına yönelik çeşitli eğitim programları yapılmış, yazılı ve görsel çok sayıda doküman ve yayın hazırlanarak ilgililerin kullanımına sunulmuştur.
2006-2008 dönemi hedeflerinin gerçekleşme durumu aşağıda özetlenmiştir:
I) POLİTİK HEDEFLER:
1. AB normlarına uygun bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çıkarılması:
AB’nin Çerçeve Direktifi ile ILO’nun 155 ve 161 sayılı Sözleşmeleri gereği Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinde bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çıkarılması hedef olarak belirlenmiş olup bu hedef Ulusal Program ve Hükümetin Acil Eylem Planında yer almıştır. İSG Kanun Tasarısı Taslağı Konsey üyesi kurum kuruluşlar ve ilgili taraflarla birlikte hazırlanmış ve 2008 yılı sonunda Başbakanlığa gönderilmiştir.
2. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelerin bütün çalışanları kapsaması,
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı, işçileri, devlet memurlarını, tarım ve basın çalışanları dahil olmak üzere bütün çalışanları kapsayacaktır.
3. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelerin bütün işyerlerine yaygınlaştırılması,
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı’nda; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin, AB normlarına uygun olarak çalışan sayısına bakılmaksızın bütün çalışanlara sunulması öngörülmüştür. Sanayi ve ticaret sektörüne ilave olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri yaygınlaştırılarak tarım, kamu, basın ve hizmet sektörü gibi tüm sektörleri kapsayacaktır.
4. İş sağlığı ve güvenliği hizmet birimlerinin etkin hale getirilmesi,
İSG hizmetlerinin işyerinde teminini kolaylaştırmak, yaygınlaştırmak ve iyileştirmek amacıyla uygulama çeşitliliği getirilmektedir. Esas olan İSG hizmetlerinin işyerinde kurulacak İSG birimleri eliyle sürdürülmesidir.
Bu amaçla İSG Kanunu yürürlüğe girinceye kadar bir çözüm bulmak, maliyet etkinliği ve hizmetin yaygınlığının artırılmasını sağlamak amacıyla 15.5.2008 tarihli ve 5763 sayılı Kanunla İSG hizmetlerinin dışarıdan alınması imkanı sağlanmıştır.
II) UYGULAMA HEDEFLERİ:
1. İş kazaları sayısının %20 oranında azaltılması
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin ülke düzeyinde etkinliğinin artırılması sonucunda meydana gelen iş kazası sayılarında önemli bir azalmanın olacağı öngörülmüş ve % 20 azaltılması hedeflenmiştir. Gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekse ilgili tarafların yürüttüğü eğitim, tanıtım, bilgilendirme, duyarlılık artırma faaliyetleri, kişisel koruyucu donanım (KKD) piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri kapsamında ürün güvenliği ve işletme güvenliği açısından yapılan denetimler ve İSG teftişleri sonucunda 2006 – 2008 döneminde iş kazaları sayısında %8 oranında azalma tespit edilmiştir.
Yüzbin işçide meydana gelen kaza oranı değerlendirildiğinde ise, 2006 yılında bu oran 1011 iken, 2008 yılında 829’a düşmüştür. Yani yüzbin işçi başına kaza oranında %18’lik bir azalma tespit edilmiştir.
2006 yılına göre 2008 yılında işyeri sayısında %13, çalışan sayısında ise %12.5’luk bir artış olmuştur. Özellikle yüksek risk taşıyan bazı sektörlerde (inşaat sektörü, gemi inşa sanayi vb.) gerçekleşen hızlı ve plansız büyüme ve eğitimli işgücündeki yetersizlikler nedeniyle iş kazası sayısında beklenen azalmanın sağlanamadığı düşünülmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ülkenin ihtiyaçları ile ILO Sözleşmeleri ve AB Direktiflerini de dikkate alarak mevcut mevzuatı güncelleme ve yeni mevzuat hazırlama çalışmalarını sosyal ortaklarla birlikte sürdürmektedir.
Yapılan yeni düzenlemelerle, işyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanlarının eğitim ve belgelendirme usul ve esasları belirlenmiş, iş sağlığı ve güvenliği alanında ölçüm, analiz, teknik kontrol, risk analizi ve değerlendirmesi, eğitim, danışmanlık, uzmanlık hizmetlerini verecek özel ve tüzel kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, yetkilendirilmeleri, kontrol ve denetimlerine ilişkin yasal dayanak oluşturulmuştur. Ayrıca, 5763 sayılı Kanunla; iş kazalarını azaltmak için ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin mesleki eğitim alma zorunluluğu getirilmiştir.
2) Ülkemizdeki meslek hastalıkları tanı sistemlerinin geliştirilmesi
1980 yılında başlatılan “İş Sağlığında Küresel Eylem Programı” ile iş sağlığı hizmetlerinin temel sağlık hizmetleri kapsamında birinci basamak sağlık hizmetlerine entegre edilmesi, 60. Dünya Sağlık Asamblesi-“2008-2017-Global Eylem Planı”nda yer alan iş sağlığı hizmetleri kapsamının tüm çalışanları içerecek şekilde genişletilmesi, ulusal sağlık kayıtlarının iyileştirilmesi hususları göz önüne alınarak, Sağlık Bakanlığı tarafından “2009-2013 İş Sağlığı Eylem Planı” hazırlanmıştır.
Meslek hastalıkları tanı sisteminin geliştirilmesine yönelik mevzuat düzenlemeleri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği yapılmakta olup 11.10.2008 tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı Ankara, İstanbul, Zonguldak Meslek Hastalıkları Hastaneleri ve devlet üniversitelerinin hastaneleri meslek hastalığı raporu düzenlemek üzere yetkilendirilmişlerdir. Meslek hastalıkları tanı ve tespit işlemleri Sosyal Güvenlik Kurumunca yetkilendirilen sağlık hizmetleri sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu SGK Sağlık Kurullarınca karara bağlanacaktır.
Tozla Mücadele Komisyonu tarafından Ulusal Pnömokonyoz Önleme Eylem Planı 2006 yılında kabul edilmiştir. Bu Planda kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenler belirlenmiştir. Ulusal Pnömokonyoz Önleme Eylem Planı doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Pnömokonyoz Önleme Birimi kurulmuştur. Eylem Planına ilişkin çalışmalar ilgili taraflarla işbirliği ile yürütülmektedir.
Meslek hastalıkları tanı standardizasyonunu teminen ihtiyaç duyulan başlıklarda tanı rehberleri hazırlanması ve hekimlerin eğitimi sosyal ortaklarla birlikte sürdürülmektedir.
3) Ülkemizde kamu eliyle yürütülen İSG teknik destek hizmetlerinin %20 artırılması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığına bağlı İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürlüğü (İSGÜM) Merkez Laboratuvarının fiziki ve teknik alt yapısı AB Projeleri ile yenilenmiş ve güçlendirilmiştir. Ayrıca ülkenin en büyük endüstri bölgesi olan Kocaeli’nde İSGÜM Kocaeli Laboratuvarı kurularak 31 Mayıs 2006 tarihinde hizmete girmiştir. İSGÜM laboratuarlarında bulunan sağlık ve teknik personel sayısı; 2005 yılına göre 2008 yılında %32,5 oranında artırılmış olup personelin yurtiçi ve yurtdışı eğitimleri sürdürülmektedir.
Ülkemizde çalışma ortamı ve çalışanlarla ilgili ölçüm ve analizleri yapmaya yetkili tek resmi kurum olan İSGÜM, 2005 yılında 426 işyerine ulaşmış iken 2007 yılı sonu bu rakam %24 artışla 525 işyerine ulaşmıştır. Yapılan ölçüm sayısı ise aynı yıllarda 5.759’dan 10.575’e ulaşarak %84’lük bir artış sağlanmıştır.
İSG KONUSUNDA MEVCUT SORUNLAR
2007 – 2012 AB Strateji Dokümanıyla paralellik arz eden Türkiye’deki mevcut İSG sorunları aşağıda özetlenmiştir;
1) KOBİ’lerde meydana gelen iş kazası oranı halen çok yüksektir.
2009-2013 yıllarında KOBİ’lere yönelik çalışmalar (proje, eğitim, tanıtım, seminer vb.) artırılarak devam etmelidir.
2) İSG ve özellikle risk değerlendirmesi konusunda uzman ve bilgi eksikliği devam etmektedir.
Özellikle sosyal taraflar başta olmak üzere tüm ilgili tarafların uygulamayı kolaylaştıracak yayınlara ve uygulamalı eğitimlere ağırlık vermesi gerekmektedir.
3) Özellikle yüksek risk taşıyan sektörlerde (inşaat, maden, gemi inşa sanayi v.s.) iyi uygulamaların paylaşımı sağlanarak, bu tür uygulamaların yaygınlaşması tam olarak gerçekleştirilememiştir.
Konfederasyonların aynı sektörde yer alan işletmeler arasında koordinasyonu sağlayarak iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasına ve yaygınlaşmasına katkı vermeleri önemli bir adım olacaktır.
4) AB üye ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de alt işverenlik uygulaması giderek yaygınlaşmaktadır. Nitekim AB 2007-2012 Strateji Dokümanında alt işverenlik uygulamasının sorunları nedeniyle bir tavsiye kararı alınması hedeflendiği belirtilmektedir. Bu konuda ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi açısından önemli bir gelişme olarak bazı yasal önlemler (4857 sayılı Kanun’un değişik 2. md:5763-15/05/2008, md.1) alınmış olmakla birlikte, bu uygulamanın yoğun olduğu sektörlerde iş sağlığı ve güvenliği sorunları devam etmektedir.
Bu tür uygulamanın yoğun olduğu sektörlere yönelik eğitim, inceleme ve denetimlere ağırlık verilerek çalışmaların izlenmesi gerekmektedir.
5) Çalışanların işyerlerinde İSG konusundaki çalışmalara katılımı arzu edilen ölçüde sağlanamamıştır.
Özellikle işverenlerin işyerlerinde yürüttükleri İSG faaliyetlerine çalışanların katılımlarını desteklemeleri gerekmektedir.
- İş sağlığı ve güvenliği konusunda mevzuatın getirdiği yeni yaklaşım; koruyucu ve önleyici kültürün benimsenmesi ve davranışa yansımasını gerektirmektedir.
Bu durum iş sağlığı ve güvenliği konusunun temel eğitim programlarına entegre edilmesini zorunlu kılmaktadır.
7) Somut bir değerlendirme yapabilmek için iş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili ölçülebilir hedeflerin konulmasında büyük yarar bulunmaktadır. Ancak konuyla ilgili istatistiklerin yayınlanmasındaki gecikme nedeniyle bu tür hedeflerin değerlendirilmesinde zorluklar yaşanmaktadır.
Mevcut durum ve ilerlemelerin güncel olarak izlenebilmesi için yeni yöntem ve araçların geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği sorunları, ülkenin genel sosyo-ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyi, işsizlik ve kayıt dışı ekonomi sorunları ile doğrudan ilgilidir. Mevcut İSG mevzuatının uygulanmasındaki yetersizlikler, yapılan İSG araştırmalarının yetersizliği, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon ve sosyal diyalog eksikliği de üzerinde durulması gereken başlıklardır.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sosyal ortaklar tarafından sadece çalışma hayatında değil tüm toplumda sağlık ve
güvenlik bilincinin oluşturulmasına çaba gösterilmelidir.
2009 – 2013 ULUSAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HEDEFLERİ
Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği konusunda 2009 – 2013 (beş yıllık) döneminde ulaşılması planlanan hedefler aşağıda sunulmuştur:
1. İSG Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve ilgili mevzuat çalışmalarının tamamlanması,
Söz konusu Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte AB normlarına uygun ikincil mevzuat çalışmaları (yönetmelik, tebliğ vb.) tamamlanacaktır.
2. Yeni mevzuatın uygulanmasını sağlamak amacıyla ilgili tarafların ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ve tanıtım faaliyetlerinin Konsey üyesi kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülmesi,
Yeni İSG mevzuatının uygulanmasını sağlamak, etkinliğini artırmak ve hizmetin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla kamuoyu bilgilendirilecek ve tanıtım faaliyetlerine hız verilecektir.
3. Yüzbin işçide iş kazası oranının %20 azaltılması,
Yeni İSG mevzuatının uygulanması ve hizmetin etkin bir şekilde yaygınlaştırılması ile birlikte ülkemizde meydana gelen yüzbin işçide iş kazası oranında beş yılın sonunda toplam %20 azalma sağlanacaktır.
4. Beklenen ancak tespit edilememiş meslek hastalığı vaka sayısı tespitinin %500 artırılması,
Ülkemizde beklenen ancak tespit edilememiş meslek hastalığı vaka sayısının, düzenlenen mevzuat ve tanı sistemindeki gelişmeler ışığında ilgili tarafların konuya ilişkin duyarlılık ve bilgi düzeylerinin geliştirilmesi ile beş yılın sonunda toplam %500 artırılması sağlanacaktır.
5. Sunulan İSG laboratuvar hizmetlerinin ulaştığı çalışan sayısının %20 artırılması,
Ülkemizde sunulan İSG laboratuvar ve teknik hizmetlerinin ulaştığı çalışan sayısı beş yılın sonunda toplam %20 artırılacaktır.
6. Ulusal Konsey üyesi kurum ve kuruluşların yürüttükleri İSG proje, eğitim ve tanıtım faaliyetlerinin %20 artırılması,
Gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekse Ulusal İSG Konsey üyesi kurum ve kuruluşların yürüttükleri her türlü İSG projeleri, eğitim, tanıtım, bilgilendirme ve duyarlılık artırma faaliyetleri beş yılın sonunda toplam %20 artırılacaktır.
7. Çalışmaların yıllık değerlendirilmesi,
3, 4, 5 ve 6. maddelerde belirtilen faaliyetler her yıl sonunda yapılacak UİSGK toplantısında değerlendirilerek gözden
geçirilecektir.